Viewpoint by Rick Wayman
2018 Yılında, Kore Yarımadası’nda Barışı Kim Dillendirecek?
Nuclear Age Peace Foundation (NAPF) Program Direktörü Rick Wayman’ın görüş yazısı.
SANTA BARBARA, CA (IDN) – Donald Trump ve Kim Jong-un arasında bir zirvenin birkaç hafta içinde gerçekleşmesi muhtemel. Bu iyi bir fikir mi? Nerede ve ne zaman gerçekleşecek? Ne hakkında konuşacaklar? Varsa eğer ABD başkanını böyle önemli bir toplantıya kim hazırlamakta? Başarılı olacak mı? gibi sorular gündemde.
Trump döneminde bu soruların cevaplarını tahmin etmek bile imkansız. Ancak, bu eşi benzeri olmayan zirvenin gerçekten de Kore Yarımadası’nda nesillerdir var olan çatışmada kalıcı bir fark yaratacaksa hatırlanması gereken bazı anahtar konular bulunmaktadır.
Güney Kore bağımsız bir ülkedir. Başkanı Moon Jae-in 2017 yılındaki Kuzey Kore ile diyalog ve uzlaşma çerçevesindeki kampanyasından sonra seçildi. Moon, ülkesinin “Kore Yarımadası’ndaki konularda öncelik yapabilmesini” istediğini çok kesin bir şekilde belirtti.
PyeongChang 2018 Kış Olimpiyatları ve 2 Şubat’ta başlayan ve 25 Mart’a kadar devam eden buna bağlı Olimpiyat Mütarekesi Kuzey ve Güney Kore taraflarına diplomatik çabaları ve ordu-ordu iletişimini yeniden hayata geçirme fırsatı verdi. Batı medyasının çoğu Kuzey Kore’nin Olimpiyatlara katılmasını ve buna bağlı diplomatik çabalarını ABD ve Güney Kore arasına “set” koyma girişimi olarak yorumladı.
ABD-merkezli bakış açısı Güney Kore başkanının duruma dair bilgisini ve Güney Kore halkının barışa olan özlemini göz ardı etmektedir. Başkan Moon’un şu anki %74 onay oranı onun Güney Korelilerin çoğunluğunun istediği bir yolu takip ettiğini göstermektedir.
Moon Jae-in ve Kim Jong-un arasında Nisan ayında gerçekleşecek bir zirve çok fazla abartılmış Kim-Trump zirvesini gölgede bırakacaktır. İki Koreli lider, milyonlarca vatandaşın güvenliğini diyalog ve iş birliği içinde temin etmek gibi bir tarihi fırsata sahiptir.
Amerika Birleşik Devletleri’nin Kuzey Kore’den istediği ortak talep, Kuzey Kore’nin nükleer silahlarından vazgeçmesidir. Bu talep genellikle Kuzey Kore’nin “nükleer silahlardan arınması” veya Kore Yarımadası’nın tamamen nükleer silahlardan arındırılması olarak dillendirilmektedir.
Kuzey Kore’yi Mart 2018’de ziyaret eden Güney Koreli heyetin açıklamasında şu husus belirtildi: “Kuzey tarafı Kore Yarımadasını nükleer silahlardan arındırma konusundaki iradesini ortaya koydu ve Kuzey’e karşı var olan askeri tehditlerin çözülmesi ve güvenliğinin garanti altına alınması durumunda, ülkenin nükleer silahlara sahip olmak için hiçbir nedeni olmadığını açıkça ifade etti.”
Kore Yarımadası’nın nükleer silahlardan arındırılması konusunu ele aldığımızda Kuzey Kore’nin nükleer silahlarına ek olarak Amerika Birleşik Devletleri’nin, Başkan Trump’ın kendi deyimine göre “atışa hazır ve hedefe kilitlenmiş” yüzlerce nükleer silaha sahip olduğunu da hatırlamalıyız. ABD bombardıman uçakları, karada üslenmiş kıtalar arası balistik füzeleri ve denizaltı balistik füzeleri Kuzey Kore’yi “tamamen ortadan kaldırma” kapasitesine sahiptir.
Kuzey Koreliler için yeterli bir güvenlik garantisini neyin kapsayacağı belli değil. ABD ve Güney Kore arasında Kuzey Kore’yi işgal edilmesine dair ortak askeri tatbikatların sonlandırılmasına yönelik bir antlaşma mı? Amerika Birleşik Devletleri’nin nükleer silahlara sahip diğer yedi ülke ve Kuzey Kore ile birlikte tam bir nükleer silahlardan arınma sürecini başarmak için iyi niyetli görüşmelere katılmaya yönelik vereceği bir söz mü?
Herhangi bir güvenlik antlaşmasının temel bir özelliği Kore Savaşı’nı en sonunda bitirecek bir barış antlaşması olmasıdır. 1950’de başlayan ve 1953’teki bir Ateşkes Antlaşması ile durdurulan savaş. Bugün 65 yıl geçmesine rağmen halen bir barış antlaşması imzalanmamıştır.
2017 yılında Berlin’de konuşan Başkan Moon, “Yarımadada kalıcı bir barışı temin etmek için ilgili tarafların tümünün katıldığı bir barış antlaşması imzalamalıyız,” dedi.
Herhangi bir barış görüşmesine kadınların seslerinin dahil edilmesi oldukça önemlidir. 7 Mart’taki “Barış İçin Savaşan Kadınlar” başlıklı bir web seminerinde Women Cross DMZ derneğinden Christine Ahn ve CODEPINK kuruluşundan Medea Benjamin genel olarak kadınların barış görüşmelerindeki ve özel olarak da Kore bağlamındaki vazgeçilmez rolünü tartıştı.
Ahn: “Kadınların müdahil olduğu zaman çok daha kalıcı ve gerçek bir barış antlaşmasının sağlandığına dair 30 yıllık kanıta sahibiz,” diye konuştu.
Christine Ahn bu fikirleri 7 Mart’taki Nuclear Age Peace Foundation’ın İnsanlığın Geleceğine Dair 17. Yıllık Frank K. Kelly Semineri için verdiği mükemmel derste ayrıntılarıyla açıkladı. Ayrıca Women Cross DMZ’nin resmi onay alması durumunda Mayıs 2018’de bir DMZ (Askerden Arındırılmış Bölge) geçişi organize edeceğini açıkladı.
ABD ve Güney Kore, daha düşük bir ölçekte olsa da Nisan ayında ortak askeri tatbikatları devam ettirmeyi planlamaktadır. Bu, gereksiz bir şekilde provakatiftir ancak yine de gerçekleşecek gibi görünmektedir. ABD, Olimpiyat Mütarekesi’ne uymak için Şubat ayının başında Minuteman III kıtalar arası balistik füzesinin test atışını, önceden planlamış olmasına rağmen sessizce iptal etti.
Kuzey Kore kendi adına “görüşmeler devam ettiği sürece, ek nükleer veya balistik füze denemeleri gibi stratejik provokasyonlara girişmeyeceğini” kabul etti.
İnsanlar talep etmediği sürece Kore Savaşı’nın resmi bir çözümü hayata geçmeyecektir. “Barış” konusunda şiddetli bir vizyonu öne çıkaran Beyaz Saray yönetimine karşı Başkan Moon’un bir barış antlaşması arayışına destek olmak ABD halkına ve dünyadaki diğer insanlara bağlıdır. [IDN-InDepthNews – 23 Mart 2018]