toward-a-nuclear-free-world

Reporting the underreported threat of nuclear weapons and efforts by those striving for a nuclear free world. A project of The Non-Profit International Press Syndicate Japan and its overseas partners in partnership with Soka Gakkai International in consultative status with ECOSOC since 2009.

INPS Japan
HomeLanguageTurkishNükleer Tehdit: Ukrayna’ya Yapılan Avrupa Askerî Yardımlarına Karşı Rusya’nın Tepkisi

Nükleer Tehdit: Ukrayna’ya Yapılan Avrupa Askerî Yardımlarına Karşı Rusya’nın Tepkisi

-

By Raza Syed

London – Ukrayna’daki savaş, 21. yüzyılın en belirleyici çatışmalarından biri olarak ortaya çıkmış ve küresel istikrar üzerinde derin etkiler bırakmıştır. Avrupa devletlerinin Ukrayna’ya sağladığı sürekli askerî destek, Rusya’nın sert nükleer söylemlerine yol açarak bölgedeki hassas güç dengelerini ön plana çıkarmıştır. Bu makale, Rusya’nın nükleer duruşunu, Avrupa’nın tepkilerini ve bu çalkantılı durumun geniş kapsamlı sonuçlarını eleştirel bir bakış açısıyla incelemekte olup, Steven Pifer ve Heather Williams gibi uzmanların görüşleriyle zenginleştirilmiştir.

Çatışmanın Arka Planı

Rusya’nın Şubat 2022’de Ukrayna’yı işgali, uluslararası ilişkileri köklü bir şekilde değiştiren uzun soluklu bir çatışmanın başlangıcını teşkil etmiştir. Ukrayna’nın savunma ihtiyaçlarına yanıt olarak Avrupa devletleri, Amerika Birleşik Devletleri ve NATO müttefikleri, ülkeye önemli ölçüde askerî yardım sağlamıştır. Bu yardımlar arasında HIMARS roket sistemleri, hava savunma üniteleri, tanklar ve modern savaş uçaklarının tedarikine yönelik taahhütler yer almaktadır. Batı dünyasının ortak desteği, Ukrayna’nın egemenliğini koruma konusundaki kararlılığına işaret etmekle birlikte, Rusya ile olan gerilimi de tırmandırmıştır.
Kremlin, Batı’nın askerî yardımlarını sürekli olarak Rusya’nın ulusal güvenliğine yönelik doğrudan bir tehdit olarak tanımlamaktadır. Moskova, çatışmanın bölgesel bir savaş olmaktan çıkarak NATO ile daha geniş çaplı bir vekâlet savaşına dönüştüğünü öne sürmektedir. Bu bağlamda, Rusya nükleer söylemini giderek sertleştirmiş ve olası bir tırmanışa dair endişeleri artırmıştır.

Rusya’nın Nükleer Duruşu: Stratejik Bir Blöf mü, Yoksa Gerçek Bir Tehdit mi?
Rusya’nın nükleer stratejisi, Ukrayna’ya yönelik Batı askerî yardımına karşı verdiği tepkinin temel unsurlarından biri hâline gelmiştir. Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer cephaneliğini yüksek alarma geçirmiş, geniş çaplı nükleer tatbikatlar gerçekleştirmiş ve taktik nükleer silahların Belarus’a konuşlandırılabileceğini öne sürmüştür. Bu adımlar, NATO’nun doğrudan müdahalesini caydırmayı ve Avrupa ülkelerini sindirmeyi amaçlayan bilinçli bir stratejinin yansımasıdır.

Kasım 2024’te Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde değişiklikler yaptığını açıklamış ve nükleer silah kullanım eşiğinin düşürüldüğü yönünde iddialar gündeme gelmiştir. Bu değişim, küresel çapta ciddi endişeleri artırmıştır.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitisi (SIPRI) nükleer politika uzmanı Dr. Emily Larsson, bu gelişmeleri şöyle değerlendirmektedir: “Rusya’nın nükleer tehditleri iki temel amaca hizmet etmektedir: Batı’nın Ukrayna’ya yönelik askerî desteğini caydırmak ve NATO içindeki birliği sarsmak. Nükleer bir saldırı ihtimali düşük olsa da, bu söylemin yarattığı psikolojik etki göz ardı edilemez.”

Bu endişeleri pekiştiren bir diğer uzman, Budapeşte Memorandumu’nun müzakerelerinde görev almış eski ABD diplomatı Steven Pifer, şu uyarıda bulunmaktadır: “Rusya’nın nükleer tehditleri, yeni bir silahlanma yarışını tetikleyebilir. New START anlaşmasının askıya alınması gibi silah kontrol anlaşmalarının aşınması, küresel nükleer istikrarın kırılganlığını gözler önüne sermektedir.”

Avrupa’nın Askerî Yardımı ve Sonuçları

Avrupa devletleri, Rusya’nın saldırganlığına karşı Ukrayna’ya benzeri görülmemiş bir askerî destek sağlamıştır. Almanya, Fransa ve Birleşik Krallık, milyarlarca dolarlık yardım taahhüdünde bulunmuş ve gelişmiş silah sistemleri ile askerî eğitim desteği sunmuştur. Doğu Avrupa ülkeleri, özellikle Polonya ve Baltık devletleri, lojistik ve operasyonel destek açısından kritik bir rol üstlenmiştir. Bu yardımlar, Rusya’nın saldırgan tutumuna karşı Avrupa’nın kararlı ve birlik içinde bir duruş sergilediğini göstermektedir.

Ancak bu askerî yardım politikası çeşitli tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Uzun menzilli füzelerin sevkiyatı ve savaş uçaklarının tedarikine ilişkin planlar, Avrupa hükümetleri içinde iç bölünmelere yol açmıştır. Moskova, bu tür adımların “kırmızı çizgileri” aştığını ve doğrudan bir çatışma riskini artırdığını ileri sürerek sert uyarılarda bulunmuştur.
Nükleer Meseleler Üzerine CSIS Projesi’nde görev yapan akademisyen Heather Williams, Batı’nın Ukrayna’ya verdiği desteğin etkili olduğunu ancak ciddi riskler barındırdığını belirterek şu değerlendirmede bulunmaktadır: “Rusya’nın nükleer söylemi, yanlış hesaplamalar için büyük bir potansiyel taşımaktadır. Uluslararası toplum, istem dışı bir tırmanışı önlemek için son derece dikkatli olmalıdır.”

Tırmanma Riskleri ve Küresel Yansımalar

Ukrayna’daki çatışmanın tırmanması, küresel güvenlik açısından derin kaygıları beraberinde getirmiştir. Rusya’nın taktik nükleer silahları Belarus’a konuşlandırma tehditleri, NATO’nun doğu kanadında gerilimi artırmış ve bölgedeki ülkeleri yüksek alarm durumuna geçirmiştir. Olası bir nükleer kaza veya sınırlı bir saldırı ihtimali, politika yapıcılar için kritik bir endişe kaynağı olmaya devam etmektedir.

Eski bir NATO danışmanı olan Dr. Michael O’Connor, mevcut durumun taşıdığı risklere dikkat çekerek şu değerlendirmede bulunmaktadır: “İçinde bulunduğumuz süreç son derece tehlikelidir. Yanlış anlaşılmalar veya hatalı yorumlamalar, kontrol edilemez bir tırmanışa yol açabilecek olaylar zincirini tetikleyebilir. Bu durum, NATO ile Rusya arasındaki iletişim kanallarının güçlü bir şekilde açık tutulmasının hayati önem taşıdığını göstermektedir.”
Bu gelişmeler, Avrupa ile sınırlı kalmayarak küresel çapta yankı uyandırmaktadır. Asya, Orta Doğu ve Afrika’daki gözlemciler, Batı’nın Rusya’nın nükleer tehditlerine verdiği tepkiyi dikkatle izlemektedir. Moskova’nın caydırılamadığı algısı, Kuzey Kore veya İran gibi nükleer silaha sahip devletleri benzer taktikleri benimsemeye teşvik edebilir ve bölgesel krizleri daha da derinleştirebilir.

Felaketi Önlemede Diplomasinin Rolü

Ukrayna’nın savunmasında askerî yardım hayati bir unsur olsa da, nükleer tırmanma riskini azaltmada diplomasi vazgeçilmez bir araç olarak kalmaktadır. Uluslararası toplum, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması (NPT) gibi silah kontrol anlaşmalarını güçlendirmeye yönelik çabaları önceliklendirmelidir. Bu çerçevelerin güvenilirliği, nükleer cephaneliklerin kötüye kullanımını önlemek açısından kritik bir gerekliliktir.
Heather Williams, diplomatik çabaların önemini vurgulayarak şu değerlendirmede bulunmaktadır: “Nükleer tırmanmayı önlemek, sürekli diyalog ve yaratıcı diplomasi gerektirir. Uluslararası toplum, Rusya’nın gerilimi azaltmasına yönelik çıkış yolları sunarken, nükleer silah kullanımına karşı mevcut normları da kararlılıkla teyit etmelidir.”
Sonuç

Avrupa’nın askerî yardımları ve Rusya’nın nükleer söylemleriyle şekillenen Ukrayna’daki devam eden çatışma, küresel güvenliğin kırılganlığını gözler önüne sermektedir. Moskova’nın nükleer tehditleri öncelikli olarak caydırıcı bir strateji olarak değerlendirilse de, yanlış hesaplama ve istem dışı tırmanma risklerini de beraberinde getirmektedir. Steven Pifer ve Heather Williams gibi uzmanlar, Ukrayna’ya verilen kararlı desteğin yanı sıra nükleer bir felaketi önlemeye yönelik aktif diplomatik çabaların da zaruri olduğunu vurgulamaktadır.

Dünya belirsiz bir gelecekle karşı karşıya iken, askerî kararlılık ile diplomatik angajmanın dikkatle dengelenmesi hayati önem taşımaktadır. Nükleer tehditlere karşı uluslararası normların korunması ve karşıt aktörler arasında diyalog zemininin güçlendirilmesi, nükleer gölgenin tüm insanlığı tehdit etmesini engellemenin temel taşlarıdır.

This article is produced to you by London Post, in collaboration with INPS Japan and Soka Gakkai International, in consultative status with UN ECOSOC.

INPS Japan

Most Popular